Referandum yapıldı, 2 gün geçti.
O gün sabah erken oyumuzu verdik, bu sefer müşahit olmadım. Akşam gergin şekilde haberlere ve sayıma kilitlendik. Gece uyumadık. Sabah oldu, işe gittik. Haberleri okuduk. Bezdik, mühürsüz oy pusulalarının tartışmasında fenalaştık.
Dün öğlen başladım çitlemeye, çıtır çıtır T3 çitliyorum, tutanak giriyorum. Hırslanmış durumdayım, tüm oyları bir de ben sayıyorum. Bir yandan çitliyorum bir yandan mühürsüz oy pusulalarının doğru yolu bulması için totem yapıyorum.
Bu yazıya T3 sistemi sayımlara, saymak isteyenlerin yoğunluğuna dayanamayıp donunca başladım. Vaktim kısıtlı, sistem açılınca işe dönmem lazım. Sistem takıldığına göre demek herkes çitliyor, yaşasın!
Referandumda ekstra hile olduğunu düşünmüyorum. Oy pusulalarında mühür eksikliğinin tamamen bilinçli olduğunu ve kesinlikle bir taraf yararına planlandığını da sanmıyorum ancak sayılmaması gerekliliği kanunen net. Buna göre kararın netleşmesi, sayımın kanunen ne yapılması gerekiyorsa ona göre yenilenmesi ya da o oyların geçersizleşmesi lazım.
Kaldı ki zaten en baştan bu kadar önemli bir kararın %50 ile alınabilmesinin de doğru olduğunu düşünmüyorum. Her 2 kişiden biri evet ya da hayır diyorsa radikal değişimlerin kimseye faydası olamayacaktır. Biz evde bile program yaparken 4 kişi içinde 3, hatta 4 oy peşinde koşuyoruz ki homojen bir mutluluk yaşayalım.
Özlem “Giderek daha kısa yazmaya başladın, uzun yaz güzel oluyor” diyordu ve dikkate alacağıma kendi kendime söz vermiştim ama acil sayıma dönmem lazım, artık bir sonraki meselemi uzun uzun anlatırım. Hadi şimdilik tutmayın beni!
Biz de dün gece karı koca bol bol çitledik, o kadar ki sisteme yüklenmiş tutanaklar bitti. 🙂 Devam edebilen herkese teşekkür, alkış ve destek. Hadi tutmayayım..