Dünyayı anlamak, onunla aranıza belirli bir mesafe koymayı gerektirir. Moleküller ve atomlar gibi çıplak gözle görülemeyenleri büyütür; bulut formasyonu, deltalar, takımyıldızları gibi çok büyük olanları küçültürüz. Onları kendi algımızın görüş alanına getirdiğimizde sabitleriz. Bu sabitlediğimiz şeylere bilgi adını veririz. Tüm çocukluğumuz ve ilk gençlik yıllarımız, nesnelerle fenomenlerle aramıza doğru mesafeyi koymaya çalışmakla geçer. Okuruz, öğreniriz, tecrübe ederiz, düzeltiriz. Sonra bir gün öyle bir noktaya geliriz ki, tüm gerekli mesafeler konulmuş, tüm gerekli sistemler kurulmuştur. İşte o noktada zaman daha hızlı akmaya başlar. Önüne hiçbir engel çıkmaz, her şey ayarlanmıştır, zaman hayatımızı kateder, günler göz açıp kapayıncaya kadar geçer, ne olduğunu anlamadan bir de bakarız ki kırk, elli, altmış yaşınıza basmışız… Anlam, birikim; birikim, zaman; zaman ise direnç gerektirir. Bilgi mesafedir, bilgi durgunluktur ve anlamın düşmanıdır.

Karl Ove Knausgaard, Kavgam

’ için 4 yanıt

Add yours

  1. Bir Yay olan Knausgaard’ın hayatın anlamını iflah olmaz bir şekilde araması ve sorgulaması, karşıtı İkizler’in temsil ettiği bilgiyi anlamsızlaştırması (kendi ifadesiyle düşman ilan etmesi) ne kadar doğal ve arketipsel..Bu kitabın ilk yarısını okurken neden okuyorum ben bu adamın çocukluğunun detaylarını diye çok sorguladım kendimi. Yine de, özellikle ikinci yarısına geldiğimde, altını çize çize, kendime notlar ala ala bitirdim. Yetmedi, bloguma yazdım. Üstüne ikinciyi de okudum. Hatta Twitter’da Monokl’un yaptığı çekilişte ikinci kitabı kazandım, sağolsunlar yolladılar. Öyle bir değeri oldu. 🙂 Üçüncüyü aldım, daha okumaya elim gitmedi. Güzel okumalar..

  2. Ben tersten başladım okumaya, önce ikinciyi okudum (bana çok daha sürükleyici geldi) meraktan ilkini aldım. Evet o kadar detaylı yazınca insan arada şaşırıyor kendine, biraz gözetler gibi hissettim ben çoğu sayfada ama beğendim. Ben de seriye devam edeceğim gibi görünüyor 🙂 dur senin yazını bulayım. okuduktan sonra farklı bir gözle bakarım şimdi. Sevgiler…

  3. İkinci bana da daha iyi geldi. Çok hızlı ve iştahla okudum. Eski ve özlenmiş bir arkadaşa kavuşmak gibiydi. 🙂 Ama sonlara doğru Geir’le girdikleri varoluşsal sorgulamalar beni biraz kastı sanırım. Yaza doğru ele alabilirim, 1 sene aradan sonra. 😉

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: