Bu yazı ‘sevgili günlük’ yazısı, hatıralarımızı not düşelim türünden. Daha önce de yazmıştım, hafta sonu kaçamak yapıp köye gitmeye bayılıyoruz.
Osmangazi Köprüsü de açılınca, sabah 5 çıkışıyla köye varmamız gerçekten 2 saat sürmeye başladı. Mutluyuz, kıvançlıyız. Kaçtık, gittik hafta sonu. Cumartesi günü hava çok soğuktu ama yılmadık, sıkı sıkı giyinip aşağıdaki çalışmaları tamamladık. En yakın zamanda yine gidilecek, yeni faaliyetler hayata geçirilecek.
- Deniz bizimle geldi, hedef verandanın çatısına led döşemek hafif ve şık aydınlatma sağlamaktı, çalışma başarıyla tamamlandı. Artık akşamları cartlak olmayan bir aydınlatma eşliğinde verandada oturabileceğiz, bravo Deniz!
- Ceviz ağaçları ne var ne yok dökmüş, biz de geç kalmışız ama olabildiğince topladık. Cevizler kendi kendine, doğal ortamda yetiştiği için neredeyse büyük bir fındık boyutunda ama lezzetli ve ağızda hiç acı tad bırakmıyorlar.
- Aynı şekilde tüm yamuk yumuk elmaları da topladık. Bu sene kırma zeytin, ev yoğurdu projelerime ek olarak elma sirkesi yapımına başlıyorum hayırlara vesile.
- Isınmak için hareket etmek gerekiyordu. Lulum ve ben etrafı turlayıp “Köyün Ekim Çiçekleri” başlıklı bir sergi çalışması gerçekleştirdik. Çok zevkliydi, işte sergimiz:
- Dodom ilgiyle Deniz’e yardımcı olurken (Ahhahaaha), Lulum alaşım telinden sanat eserleri çıkardı.
- Yaprak toplayıp sadece liflerini, iskeletini çıkarma projesi denedik ama başarısız olduk. Tekrar denenecek.
- Geleneksel pizza çalışması yapılmadı, malzeme almamışız yanımıza. Üzüldük, not ettik, bir daha olmayacak.
- Akşam, mangal ardından bahçede ateş yakıldı, çaylar demlendi, marshmallow’lar çubuklara takıldı. Çok geçe kalmadan, is kokularıyla uykuya dalındı.
- Ertesi gün hava pek güzeldi, geleneksel krep etkinliği, genel aylaklık, ödev, toparlanma faaliyetleriyle günü geçirdik ve güzel İstanbul’a, kasvetli hava alemine doğru yola koyulduk.
Evet notlarım bu kadar, şimdi eve gitmem lazım, Güney Kestane’nin en yakışıklısı Kemo’nun doğumgünü kutlaması var akşama 🙂
Bir Cevap Yazın