Her şeyin başı sağlık

Doğrusu böyle de berbat bir konuda yazılır mı emin değilim ama hep gezmeler, görmeler olmasın, biraz da sağlıktan bahsedeyim. 

Geçtiğimiz ay şahane enteresan, milyonda 2-3 gibi bir sıklıkta karşılaşılan, özel bir hastalığın ilk yılını devirdim. Olay başladığında birkaç ay sürecek sandım, olmadı, 1 yılda biter dedim, ancak tam yıl dönümünde sırtımda bir yara daha çıkınca, ilacın dozu yeniden arttı, ben de hepten oluruna bıraktım.

Hayatımda minimum ilaç kullanan, migrenimi bile düşünce gücüyle tedavi etmeye çalışan ben -şaka değil bir de başardım sandım, meğer benimki durup durup yıllar sonra coşan auralı migrenmiş, o da başka bir hikaye- 1 yılı aşkındır kortizon tedavisi görüyorum, bu yazıyı olur da günün birinde Pemfigus’lu birine rastlarsanız belki yardımcı olur diye yazıyorum. Baştan söyleyeyim sakın google search falan yapıp endişe etmeyin, moralinizi de boşuna bozmayın. Hem görseller çok rezil, hem rastlama oranı çok düşük olduğu için benden başkasında görme ihtimaliniz pek yok 🙂 Ama başka nedenlerle kortizon kullanacaksanız bilginiz olması önemli.

Pemfigus bağışıklık sistemine bağlı bir deri hastalığı, aslında farklı tipleri var, doktoruma göre benim tipim en hafif, en arzu edilir olanı. Özetle vücudum karar vermiş, deriyi birlikte tutan hücreler arası bağları yiyor ve bacaklarımla kollarım hariç hemen her yerimde yaklaşık 25 kuruş genişliğinde yaralar oluşuyor. Sanki biri sigarayla yakmış da, incecik en üst deri su toplamış gibi, üst deri hop açılıp vücuda veda ediyor.

Başlangıçta pek anlaşılamadı, yaralar da fazla değildi biraz doktor gezildi, sonra tam da teşhis konduğu günlerde zamanlamanın ne kadar önemli olduğunu yaşayarak kavradım. Tedaviye başladığım hafta, vücudumda günde 3-5 adet tıkır tıkır (seri  ve işlek) yaralar açılmaya başladı. Belirtmekte fayda var, bu yaralar feci can yakıyor çünkü ilaçsız kapanmıyor. Neyse kortizona başlayınca 1-2 hafta sonunda durum kontrol altına alındı vesaire vesaire. Herhangi bir şekilde geçmeyen, iyileşmeyen tek bir minik yaranız bile olsa aklınızın bir köşesinde bu ihtimali de bulundurun erken anlamak çözümü hızlandırıyor.

Benim yazmak istediklerim her yerde hap şeklinde bulamayacağınız değerli bilgiler:

Herkes diyor ve doğru, kortizon doğru kullanıldığında mükemmel bir ilaç, ancak beslenme ve hayat şeklinize dikkat etmeniz gerekiyor.

• Beslenmenize dikkat etmeniz, lif, protein ve kalsiyum ağırlıklı yemeniz, düzenli kan tahlili yaptırıp kortizonun negatif etkilerini gözlemlemeniz gerekli. Ben kalsiyum ve D vitamini alıyorum düzenli, yoksa silip süpürüyor hepsini. Bir de mide ilacı kullanıyorum her sabah.
• Pemfigus varsa soğan, sarımsak yasak, yani lezzete veda edeceksiniz. Bu arada bir ara pırasa ile işi çözdüm sandım ama o da yasak. (Ispanak yaparken güzel oluyordu soğan niyetine)
• Kortizon kullanıyorsanız sabah erken almanız önemli, vücut asıl salgılamayı sabah yapıyormuş etkisi daha fazla oluyor.
• Tuz kesinlikle yasak, şakası yok. Hem şişme yapıyor, hem böbrek üstü bezleri aşırı yoruyor. Tuz yemiyorum ama denize bol bol giriyorum diye düşünmeyin, deniz tuzunu vücut direkt alıyor, geçen yaz birden dikenli balık gibi şişince anladık biz de.
• Tuz olmayınca tatlıya ister istemez abanıyor insan, dikkat edin (ben edemiyorum).
• Uzun vadede beslenmeye dikkat etseniz bile kilo almamak imkansız.
• Ben ortalama haftada 4 gün spor yapıyorum ve yılda 4 kilo aldım, gördüğüm kadarıyla 20 kiloya kadar gidiyor bu iş, aman dikkat, zaten sorun yalnız kilo almak değil de şişmek ne yazık ki.
• Az kilo alsanız bile ay yüzlü olmamak imkansız, omuzlarınızın üstü falan kabarıyor, mayalı gibi. Zaten yanaklıydım, şimdi daha yuvarlak olan yüzüme eşlik eden mükemmel ötesi bir gıdım var.
• Kortizon yüksek olunca ağırlık yapıyor, doz biraz düşünce yoğun doping etkisi var (Bakınız seramik, gezme, blog, iş , spor… bana ayak uydurmaktan yorulanlar bol)
• Amaç bağışıklık sistemini baskılamak olduğu için kortizon tedavisi sırasında vücut grip soğuk algınlığına falan açık oluyor ve hastalıktan iyileşme süresi ne yazık ki 3’e katlanıyor. Ben bu kış hastalıktan değil, ama gripten çok süründüm.
• Başlangıçta dozu yüksek tuttukları için duygusal dalgalanmalar da oluyor haliyle, bu bölüm ilacı alan değil de etrafındakileri ilgilendiriyor aslında, söyleyin yakınlarınız kulak tıkacı ve kask taksınlar bir süre.
• Kortizon belirli biz doz üzerinde bıyık ve sakal yapıyor, bunu da öğrendik, neyse ki doz düştü de biraz rahatladık. Kaşlarım kalınlaştı, gürleşti, favorilerim falan coştu. Evde Kemal bir ara bana Kaptan Onedin diye sesleniyordu hatırlamayanlar için işte foto:) 

Kortizon etkileriyle ilgili aklıma gelenler bu kadar, dediğim gibi herhangi bir sorunu olan danışabilir, memnuniyetle deneyimlerimi paylaşırım.

Bağışıklık sistemi hakkında bir sorun oluşunca ilk öneri “Stres yapma, üzülme, sıkılma, içine atma!”. Bilemiyorum nasıl yaparsınız bu zamanda, hele de bu memlekette, ama tavsiyem kendinize mutlaka bir hobi, bir uğraş bulun. Gerçekten mutlu olduğunuz konular, etkinlikler bulun ve kafayı “bünyenize zarar vermeyecek şekilde” dağıtın. Dağıtın ki Pemfigus’tan daha tehlikeli, zahmetli işlere davet çıkarmayın.

Hadi bakalım, kalın sağlıcakla!