İğneada

Yaklaşık 3 yıldır listemde, İğneada Longoz Ormanları keşfi!

İstanbul’dan çıkıyorsun, Kırklareli’ne doğru git git, deniz kıyısına in in, neredeyse Bulgaristan sınırına gel, işte orada. Yıllardır, tur şirketlerinin hafta sonu programlarına, Google’da “İstanbul-İğneada kaç km?” sorularına, deniz kenarı, Fransız feneri, Bulanık Dere, Hamam Gölü, Saka Gölü, Erikli gölü, Dupnisa mağarası, Limanköy, Beğendik Köyü vb görsellerine baka baka, bir türlü programa alamazken, bir de üstüne bu sene “Evet, 3. nükleer santral tam da oraya kurulacak” haberleri çıkınca, beni bir panik sardı.

Koskoca senede bir hafta sonu bulamamak ne demek? Ta Haziran sonuna kaldık işte. Ama iyi oldu, bayram curcunası başlamadan hızla karar verdik, Cumartesi gece konaklar, döneriz dedik ve sabah erken çıktık yola.

İstanbul’dan İğneada 234 km diyor, ancak yol uzun sürüyor. Biz Çerkezköy üzerinden gittik. Saray itibariyle yol daralıyor ve Yenice’ye kadar ayçiçeği tarlalarını ve benim bayıldığım pastoral manzaraları saymazsak enteresanlaşmadan devam ediyor.

Lakin Yenice’ye geldikten sonra toprak değişiyor, iklim değişiyor her yer göz alabildiğine yeşilleniyor. Yazarken bile nefesim kesiliyor, özellikle Demirköy’den sonra tepeyi aşınca “Hah işte herhalde denizi görürüz şimdi!” heyecanıyla gözlerimizi dört açmış yola baktığımızda, karşımızda bir yemyeşil bir orman denizi vardı.

DSC_0787

Demek ki gerçekten Doğu Karadeniz’e gitsek biz kafayı üşütürüz. (O kadar istiyorum ki umarım yakın zamanda onu da gezip-görüp yazarım.)

Dediğim gibi yol aslında pek keyifli ve rahat ancak virajlarla, daralan yollarla, yeşile bakarken yavaşlamalarla uzun sürüyor. Biz 3,5 saatte vardık İğneada’ya. Hemen sahile indik, kendimize denizin önünde yer alan ilk moteli seçtik. İğneada Motel’e yerleştik. İyi-kötü reklam yapmak istemem ama motelin konum şahane, içi iptidai, oda aslında kullanışlı ancak sahilin bitmeyen esintisine oranla acayip sıcak ve klimasız. Bir de gece anladık ki motelin hemen yanında bir havuz başı bar ve barda gece canlı müzik var. Motel neredeyse boş olmasına rağmen müzik gece yarısına kadar tüm şiddetiyle sürdü, uykuya dalmadan önce son hatırladığım şey “dayanamıyorum” diye inleyerek yastığı yumrukluyor olmam.

Sahil mükemmel ve uzun kumsal yürüyüş için ideal. Bizim motelin olduğu yerde hızlı tempo, bir baştan bir başa yürümek 1 saat sürüyor, arada denize inen inekler de rotaya renk katıyor.

2016-06-26 20.51.09

Deniz şahane, sıcaklık iyi, tuz oranı güzel, derinleşme hızlı. Dalgalı ve derinleşme nedeniyle ben 5 metreden sonra yüzen kimseyi görmedim, biz de çocuklarla cesaret etmedik, ama kıyıya yakın, dalgalarla takılmak çok zevkli.

İğneada sahilde sağ uç Mert gölü longozu ve denizle bitiştiği yer, sol uç Erikli gölü longozu ve denizle bitiştiği yer. Manzara harika.

Erikli’yi geçip düz devam edince Limanköy ve ardından Beğendik Köyü keşfediliyor. Limanköy’de meşhur Fransız Feneri bulunuyor. Bu tarihi fener, Karadeniz’in en batısındaki deniz feneri olup Sultan Abdülmecit döneminde, 1866’da Fransızlara yaptırılmış.

IMG_20160625_124417

Beğendik Köyü’nden sahile indiğinizde Bulgaristan sınırını ve koyun ucunda Bulgar köyünü görebiliyorsunuz. Sahilde meşhur Ormancı’nın Yeri var. (Başka da bir şey yok zaten, deniz de okyanus hissi veriyor, yine hızlı derinleşiyor, yüksek dalgalı ve temiz görünmüyor.)

Burası “Tenekede Tavuk” ile ünlüymüş, ancak biz önceden haber vermeden gittiğimiz için 2 saat bekleyemedik, gözleme ile yetindik bu sefer. Siz de gidecekseniz numarayı veriyorum, gitmeden 2 saat önce arayın tenekede tavuğunuz hazır olsun 🙂 Yazınız lütfen: Erdal: 0539 822 90 33

Gelelim Longoz ormanlarına.. İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı gerçekten el değmemiş, kuş sesleriyle kaplı bir alan. Yetkililer ilgili, ancak biz gittiğimizde ne yazık ki Erikli ve Mert Gölü’ne kadar ilerleyebildik, diğer kesimde yol kapalıydı. Aynı şekilde Dupnisa mağarası’nı da dönüş yoluna bırakmıştık ama gidemedik, yine yol kapalıydı. Güzel vatanımda yönlendirmeler ve açıklamalar harika boyutta olduğu için oluyor bu tür aksaklıklar. Ancak biz yılmıyoruz, yaz sonu yeniden gitmeyi, eksikleri tamamlamayı hedefliyoruz. Yaz sonu diyorum, çünkü bayramla başlayan yaz dönemi boyunca çılgın bir kalabalık kaplıyormuş bölgeyi, bilginiz olsun.

Eminim yaz sonu da ayrı bir güzelliği vardır. Issız ortamda, Karadeniz’in dalgalarıyla biraz yakın dönem Türk Filmi havası yakalamak güzel olur.

DSC_0784

Not 1: Yenice civarlarında manyetik alan dedikleri bir bölge var. Manyetik alan falan olduğu yok da orada bulunan minik dinlenme tesisi sanırım ülkede gördüğüm en temiz tesisti. Yolunuz düşerse mutlaka mola verin bir kahvelerini için derim. İçinde kocaman, harika, eski tip bir de döküm soba vardı, kışın herhalde güzel olur mola vermek.

Not 2: Buraya kamp alanı, rüzgar surf, kite surf alanı, doğa keşif turları, izcilik, yoga, sanat kampları düşünmeyip de nükleer santral düşünebilen kafaları bir kez daha hayretle kınıyorum. O yeşilliğe, o denize, o muhteşem doğaya bakınca insanın gözü yanıyor resmen, yani insan düşünmese, düşünemese bile görünce hisseder, hissetmekten kaçamaz.

 

 

 

 

İğneada” için bir yanıt

Add yours

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: